Hisselerini halka arz eden 84 firmadan 32’sinde kaynakların kullanımı tartışmalı

Türkiye’de yanlış ekonomi politikaları sonucu gelinen yüksek faiz süreci iş dünyasının da düzenini bozdu. Kaynaklar yatırım yerine bankaların verdiği yüksek faizlere yönelirken son yılların furyası halka arzlarda da yeni bir tartışma başlattı. Yeni yatırım yapmak, şirketi büyütmek gibi hedeflerle 2023’ten bu yana halka arz olan 84 şirketten 11’i halka arz elde ettiği kaynağı faize yatırdı. Uzmanlar, “Bu yasal soygundur” dedi.

Yüksek mevduat faizi ile elde edilen risksiz ve büyük kazançlar yatırım iştahını köreltiyor. İstanbul Sanayi Odası’nın geçen ay açıkladığı İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde de bu durum öne çıkmıştı. Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin faaliyet kârı yüzde 40 artarken faizi de içeren faaliyet dışı kârlardaki artış yüzde 140 olmuştu.

Yüksek faizin cazibesi bugünlerde borsa çevrelerinde bir tartışmanın da konusu oldu. Borsada halka arz, şirketlerin işlerini büyütmek, yeni projelere yatırım yapmak veya mevcut borçlarını ödemek için ihtiyaç duydukları kaynağı hisselerinin bir bölümünü halka satarak elde etmesi anlamına geliyor. Ancak 2023 yılından bu yana furyaya dönüşen halka arzlarda ortaya çıkan eğilim bu yönde değil.

YASAL AMA ETİK DEĞİL

Borsa konusunda araştırmalar ve yayınlar yapan Finanshub.com’un halka arz edilen bu şirketlerin “fon kullanım raporlarından” derlediği bilgilere göre 32 şirket topladığı kaynakları nerede kullandığına ilişkin ya açıklama yapmadı ya da faizi seçti. Buna göre 11 şirket kaynağını mevduatta değerlendirirken 13’ü bu bilgiyi açıklamadı. 7’si de TL bazlı risksiz bankacılık enstrümanı, banka fonu ve katılım endekslerine yatırdı. Uzmanlar bu veriler karşısında şu soruyu soruyor

“Şirket yatırım ihtiyacı için mi kaynak talep ediyor, faiz getirisi elde edecek sermaye mi?”

Borsa Yatırımcıları Derneği Başkanı Ali Aydemir’e göre bu durum “yasal bir soygun”. Aydemir’in değerlendirmesi şöyle:

“Yasal olmayan bir durum yok. Ama yatırımcı bu parayı şirketi büyütün, istihdam sağlayın, değer yaratın, hem borsayı hem reel ekonomiyi büyütün diye veriyor. Bu paralar bankaların elinde yüzde 50-60 faizlerle yatmamalı. Paraları patronlar kullanmamalı. Bu bir soygun olur.”

Yüksek faizin ekonomiye zararlarını aktaran Prof. Dr. Şenol Babuşcu ise şunları söyledi:

“Maalesef ekonomimiz yüksek faize mecbur kaldı. Böyle ortamlarda sanayici de bir yatırımcı gibi düşünüp getiri neredeyse oraya yöneliyor. Geleceği düşünmüyor. İstihdam, büyüme gibi konuların yerine doğrudan risksiz garanti getiriye yöneliyor. Ancak ekonominin istikrarı için bir süre daha yüsek faiz sürmeli. Ekonomi yönetimi siyasi baskıya dayanamayıp ağustosta faiz indirimine gidebilir. Ancak bu erken olur.”